KOOPERATİFLER YASA TASARISI ÇALIŞTAYI (27 ŞUBAT 2014)

KOOPERATİFLER YASA TASARISI ÇALIŞTAYI (27 ŞUBAT 2014)

2014-03-05 16:28:25
4362 kişi bu haberi okudu.

 

 

 

 

 

 

 

 

Kooperatifler Yasa Tasarısı

TÜRKİYE KOOP’un düzenlediği bir Çalıştayda ele alındı.

 

Hagen Henry’nin değerlendirmesi

 

27 Şubat 2014 tarihinde King Otel’de yapılan Kooperatifler Yasa Tasarısı Çalıştayında Uluslararası Kooperatif Mevzuat Uzmanı Prof. Hagen Henry tasarıya ilişkin özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

  • Tasarıda benimsenen kooperatif tanımı uluslararası tanıma yaklaştırılarak yasada ilkelerin dikkate alındığını hissettirmek gerekir. Böylelikle yapılacak denetimin kapsamı da gösterilmiş olur.
  • Tasarıyı sonuçlandırmada ICA, ILO ve BM’in ilgili yasal enstrümanlarından yararlanılmalıdır. Ulusal yasa, uluslararası normlara uymak zorundadır.
  • Tasarıda kooperatiflerin kamu ile ilişkilerinde “eşit muamele”ye çok dikkat edilmeli.  Yani kooperatifler, sermaye şirketlerinin kamu kurumları ile ilişkileri bağlamında aynı muameleye tabi tutulmalıdırlar.
  • Pek çok ülkede “yatırımcı ortaklığa” hayır denilmektedir.
  • Bazı ortaklara işletme ile ilgili kararlarda birden fazla oy hakkı verilmesi düşünülebilir ancak bu hak sınırlandırılmalıdır. Bu sınır İspanya’da 5’tir.
  • Bu tasarıda, sermaye şirketleri ile ilgili bazı fikirlerinin kooperatiflere aktarıldığı endişesini taşıyorum.
  • Tasarda denetimi bir formalite haline getirmek yerine, kooperatif ilkelerine göre hareket etmek gerekiyor. Yani, kontrolün ortakların ellerinde olması gerekir.
  • Şu andaki tasarıda iç denetim çok zayıf, hatta hiç hüküm yok. Oysa kooperatiflerin kendi kendilerini denetlemeleri gerekir. 1163’de bu yönde hükümler var. Denetim kurulları tamamen çıkarılarak denetim sorunu çözülemez.
  • Ayrıca, başka ülkelerde olduğu gibi, kooperatiflerde sosyal denetim de yapılmalı.
  • Kooperatiflerde rezerv fonları dağıtılamaz. Buna dönük düzenlemeler çıkarılmalı.
  • Uyuşmazlıkların öncelikle kooperatif ortakları arasında giderilmesine dönük düzenlemeler yapılmalı.
  • Kooperatiflerde “organlar hiyerarşisi ”ne dikkat etmek gerekir. Yani, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu arasındaki denge korunmalı.
  • En önemli hususların biri de devletin nereye kadar müdahil olacağıdır. Devletin etkileri çok geniş tutulmuş. Bu konuda “eşit muamele” ilkesine dikkat edilmelidir.
  • Mevcut taslakta bazı hükümler hakkında şüphelerim var. Hükümetin elinde tutmak istediği pek çok yetki birliklere aktarılabilir.
  • Kooperatifin tanımına tekrar dönersek, “kooperatifler nereye gidiyor” sorusunu sormamız gerekiyor. Sermaye şirketlerine doğru mu?
  • ICA’nın Kooperatif Gelişmenin On Yılı adlı Strateji Belgesinde gelecek on yılın hedefleri olarak seçilen 5 hedefin biri de mevzuat ile ilgilidir. Yani, kooperatiflerin gelecekte rekabetçi olabilmeleri için uygun bir yasal düzenlemeye ihtiyaçları var.
  • Küreselleşmenin sonucu olarak devletin sosyal hizmetleri sermaye şirketlerine ve kooperatiflere geçmektedir. Bu nedenle kooperatiflerin rekabet ortamında sosyal hizmetleri de sunmaları gerekir.
  • Küreselleşme biz hukukçuları da giderek “demode” yapmaktadır.
  • Çok amaçlı kooperatiflerde farklı ortak grupları bulunması doğaldır. Tıpkı sağlık kooperatiflerinde olduğu gibi. Ama bu ortaklar eşit haklara sahip olmalılar.
  • Tasarının “akılcı vergilendirme” yaklaşımını destekliyorum.
  • Sonuç olarak, böyle bir girişim hakkındaki genel değerlendirmem olumlu. Ama sözünü ettiğim bu hususların dikkate alınmasını umuyorum ve bu konudaki raporumu kısa sürede göndereceğim.

 

 

Genel Başkan Muammer Niksarlı’nın açış konuşmasında yasa tasarısına ilişkin yönelttiği sorular

 

Çalıştayın açış konuşmasını yapan Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı, yasa tasarısının içeriğine ilişkin ve özelikle tasarının Strateji Belgesinde yer alan hedeflere ne ölçüde yanıt verdiğinin şu sorularla irdelenmesini istedi:

 

  1. Dağınık yasal düzenlemeler sorunu nasıl gideriliyor? (Strateji Belgesi, sayfa 97)”
  2. Kooperatiflerle ilgili hizmet sunan kamu kuruluşları arasındaki “çok başlılık” teke indiriliyor mu? (sb.s-49)
  3. Üst örgütlenme zorunluluğu getiriliyor mu? (sb.s-51)
  4. Çok amaçlı ve çok ortaklı kooperatifçilik nasıl özendiriliyor? Bir köyde veya kasabada 3-4-5 ayrı kooperatifin kurulması zorunluluğu kaldırılıyor mu? (sb.s-58)
  5. Kamunun bugün yapmakta olduğu hangi işlemleri ve hizmetleri (görev ve sorumluluklar) kooperatiflere devrediliyor? (sb.s-53)
  6. Faal olmayan on binlerce kooperatifin tasfiyesi nasıl sağlanıyor? (sb.s-63 7/3)
  7. İç denetim nasıl etkinleştiriliyor. Kooperatiflere ek mali yük getirmeyecek diğer denetim türleri nasıl düzenleniyor.(sb.s-61- 5/1-5/2)
  8. Kooperatiflerin kuruluş, tescil ve sicil tutma işlemleri Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’ne veriliyor mu?
  9. Kooperatifçiliğimizin gelişmesi için ne tür teşvikler, ayrıcalıklar ve özendirmeler öngörülüyor?
  10. Kooperatiflerin finansman ihtiyaçlarını karşılaması için (Kooperatifler Bankası veya Kredi Garanti Fonu gibi) yeni bir kurum öngörülüyor mu?
  11. İlköğretimden başlanarak, girişimcilik, ortaklık kültürü kooperatifçilik bilincinin kazanılması için nasıl bir düzenleme yapılıyor? (sb.s-55-2/4)
  12. Kooperatifçilik Eğitim ve Araştırma Merkezi kurulması için ne öneriliyor?   (sb. s-54-2/1) 

 

Hüseyin Polat: Uluslararası normlar açısından tasarı yeniden gözden geçirilmeli

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) emekli kooperatif uzmanı ve Birleşmiş Milletler ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’nin Kooperatif Danışmanı Prof. Hüseyin Polat tasarıyı uluslararası kooperatifçilik normları açısından ele alarak tasarıda gördüğü eksiklik ve yanlışlara dikkat çekti. Bu konuda kılavuz kabul edilmesi gereken üç uluslararası yasal çerçeveden söz eden Polat bunların ICA kooperatif kimlik bildirgesinde yer alan kooperatif tanımı, değerler ve ilkeler, ILO’nun Kooperatiflerin Teşvikine İlişkin 193 Sayılı Tavsiye Kararı ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun kabul ettiği kooperatiflerin desteklenmesine ilişkin kılavuzu olduğunu belirtti. Polat şu hususlara dikkat çekti:

  • Tasarıdan kooperatif ilkelerine aykırı hükümler ayıklanmalıdır. Bu ilkeler, ortakların demokratik kontrolü ve kooperatifin özerklik ve bağımsızlığı ilkeleridir.
  • Tasarıda kooperatiflere “devlet müdahalesi”nin dozu kaçırılmış. Bu müdahalenin hem doğrudan, hem de 20’den fazla tebliğ ve yönetmelik ile dolaylı yönden yapılamasının kapısı açılmış.
  • Tasarının pek çok maddesinde yer alan “kooperatiflerden sorumlu bakanlıklar” deyimi, kooperatiflerin birer kamu kurumu gibi müdahaleye tabi olabileceği algısı yaratmaktadır. 1163’de geçen “ilgili bakanlık” deyimi daha uygun olacaktır.
  • Tasarıda, kamu tüzel kişilerinin ortaklığı ile yetinilmeyip, bazı kamu tüzel kişilerinin “kooperatif ortağı olmasalar bile” yönetimde temsil edilebilecekleri (Md. 132/1) hükmü getiriliyor. Gerekçe olarak da kooperatifin kamu kaynaklarını kullanması gösteriliyor.
  • Kooperatif genel kurullarının bakanlık tarafından resen toplantıya çağırılması (Md. 42/4) yerine, gerek görüldüğünde mahkeme kanalı ile bunun yapılması doğrudan müdahaleyi önleyecektir.
  •  Yönetim kurulu üyeliğine seçilmek için anasözleşmedeki şartlara ek olarak bakanlığın ek şartlar önerebilmesi (Md. 63/5) doğru bir düzenleme değildir.
  • İç denetimin tamamen ortadan kaldırılması ve denetimin ortaklar yerine birlikler ve bağımsız muhasebeciler tarafından yapılması denetim sorununun çözümüne bazı yeni yaklaşımlar getirebilir ama kooperatif felsefesini ortadan kaldırır (Md. 86-100). Zira kooperatif işletmede asıl olan ortakların işletmeyi doğrudan yönetimi ve denetimidir.
  • Kooperatiflerin bakanlık denetimi sonrası verilecek talimata uyma zorunluluğu (Md. 130/2) ayrı bir müdahale yöntemidir. Bunun yerine, denetimi yapan müfettişin suç unsuru bulması halinde durumu mahkemeye intikal ettirmesidir.
  • Bu müdahaleler nedeni ile devletin, kooperatiflerle sermaye şirketlerini “eşit muameleye” tabi tutmadığı sonucu çıkmaktadır ki bu durum ILO Tavsiye Kararı 7. Maddesine aykırıdır.
  • Tasarıda kadınlar ve dezavantajlı grupların kooperatiflerde örgütlenmelerini özendirici bir hüküm bulunmamaktadır.
  • Kooperatiflerin finansmanı amacıyla özerk yapıda bir kooperatifler bankası kurulmasına ilişkin genel bir düzenleme de tasarıda bulunmamaktadır.
  • Tasarıda ortaklar arasında doğabilecek anlaşmazlık ve uyuşmazlıkların kooperatif bünyesinde çözülmesine olanak verecek hükümlere de yer verilmemiştir.
  • Tasarıda kooperatif istatistikleri hazırlanmasına dönük hükümler bulunursa kooperatiflerin ekonomiye ne ölçüde katkıda bulundukları ve ne kadar istihdam yarattıkları gibi önemli konularda veri toplanabilecek ve bu veriler planlamada kullanılacaktır.
  • Tasarıda kooperatiflerin sendikalar ve işveren örgütleri ile ilişki kurmaları ve geliştirmelerine olanak sağlanması, sosyal kalkınmaya katkıda bulunacaktır.